Hürriyet Aile,"En Pinokyo Anneler" adında çok eğlenceli bir etkinlik düzenlemiş; çocuğuna söylediği ya da annesinin kendisine söylediği en komik- yaratıcı "pembe" yalanları paylaşan annelerin yazdıklarını okuyun derim.. Aralarında bayağı yaratıcı fikirli anneler var!!
Nesilden nesile geçen, fakat bizim nesilde dahi gayet etkili olup, şimdiki çocuklarda geçerliliğini yavaş yavaş yitiren "pembe" yalanlarda yok değil. Gözüme çarpanlardan biri de "Yemeğinin hepsini bitir, yoksa arkandan ağlar". Ben bunu bizzat denedim ama bizimkinde işe yaramadı. Şimdiki çocuklar daha bilinçli daha akıllı resmen, kolay kandıramıyorsun bir o kötü işte.. Bir bakıyorum, bütün bebelerin (bizin bebenin de dahil) elinde bir tablet; daha konuşmayı, yürümeyi öğrenmeden tabletlerde oyun açmayı kapamayı biliyorlar hepsi.. Şaşırmamak elde değil, bizimki daha 1 yaşındaydı, ama dokunmatik ekran telefonların ustasıydı!! Bir de kızardı eğer açamazsan, elinden alır kendi açardı tuş kilidini minik parmaklarla."Bak böyle açılıyor" der gibi.. Bizi kandırmak kolaymış, biz safmışız saf...
Dışarıda görüyorum; yemek yerken her çocuğun önünde bir tablet. Oyun oynamadan yemek yiyebilen çocuk elle gösterilir durumda.. Bende biliyorum yanlış olduğunu ama yeter ki bir şeyler yesin diye koyduk önüne tableti, bizimki transa geçecek ki, anca bir şeyler yesin. Neyse çok şükür o günlerde geçti.=) Bizim zamanımızda bu kadar çeşit oyuncak bile yoktu. Valla ben çocukların, "oyuncak" diye tutturmalarına hiç kızmıyor ve hiç şaşırmıyorum.
Geçen gün bir oyuncakçıda, minik bir çocuk nasıl ağlıyor "İstiyorum, istiyorum!!!"diye. Annesi de zor durumda tabii, o an ne dese boş. Çocuğu ikna etmeye çalışıyor, derken baktım babası geldi. Kızmış belli, "Biz hiç böyle yapmadık, annemizi babamızı hiç bu kadar üzmedik" diyor. Neyse çocuk biraz sakinleşti, sonra ne yaptılar bilmiyorum. Ben o anda adama şöyle demek istedim kendimi zor tuttum ama."Senin zamanında bu oyuncaklar olsaydı, seni de görürdük!!" Çocuklarda haklı; çeşit çok, bin bir çeşit oyuncak var. Bizim zamanımızda, ne bu kadar oyuncakçı vardı, ne de bu kadar çeşit.. Tutturmalar da bu kadar çok değildi elbet. Çocukları cezbedici etken çok olunca, sonuçlar anne baba için zor oluyor elbet!! Çocuğuna bu konuda hak ver!!! Tabii ki gidip her bir oyuncağı almayacağız ama bir yolunu da bulacağız elbet!! ( Biz de henüz bulmuş değiliz ama bu konuda azimliyiz eşimle)
Anne oldun mu, Pinokyo olmadan olmaz, olamazzz!! =) Hımmm!! bir düşüneyim bakalım acaba neler neler diyorum, nasıl bir "Pinokyo Anne" oluyorum..
Uzun masal saatlerinin ardından, hala biraz daha oku diye diretirse eğer;
Demir: Uyumak istemiyorum, biraz daha masal oku!!
Annesi: Çok uykumuz geldi ama bak uyku senin gözünün kenarına gelmiş orda duruyor!! Hadi gözünü kapat da yere düşmesin uyku!!
Demir: Hangi gözümde?? Hani nerede?
Annesi: Bak işte burada!! Anneler anlar..=)
Bu sabah okula ben bıraktım Demir'i.. Pazartesi sendromunu atlatıp okula vardığımızda, (geç de olsa vardık ya benden mutlusu yok ama o sırada Demir hala gitmeyelim okula diyor) ilerde bir köpeğin havladığını duydu."Köpek niye bu kadar havlıyor? " diye sorunca "O öğretmen köpek, bir tane çocuk okula geç kalmış senin gibi, onu çağırıyor, üzülmüş bak! Biz geç kalmayalım da bizim öğretmenimiz üzülmesin" deyince, "Tamam, geç kalmayalım " dedi bizim minik. İşe yaramıştı şaşırtıcı şekilde.. Sonradan bende güldüm kendime.. "Öğretmen köpek mi?!?!" Yaratıcılıkta sınır tanımam..=))
Bugün tavsiye edeceğim çok güzel ve keyifli kitaplarımız var!!
Süpürgede Yer Var Mı? Öykü Julia Donaldson'a ait olup masalı resimleyen ise Axel Scheffler. "Süpürgesine oturmuş tam da uçarken rüzgarla, birden düşmüş siyah sivri şapkası..Hopppp!!! inmiş aşağıya kedisiyle.. Sonra neler olmuş neler?? Bir süpürgenin üstünde bir cadı ve dört hayvan..Kedi, kuş, köpek ve kurbağa.. Cadı birden bir gürleme duydu acaba bu ses nerden gelmişti?" Klasik cadı masalların aksine, bu cadıyı çok sevecek ve keyifle okuyacağınız kitaplardan biri olacak.
Tostoroman, Öykü yine Julia Donaldson'a ait, masalı resimleyen ise tabii ki Axel Scheffler..Türkçeleştiren ise Yıldırım Türker."Ormanda gezmeye çıkan fare, karnı acıkan tilkiyle karşılaşır, sonra sırayla baykuş ve yılanla..Bu minik fare nasıl kurtuldu acaba, karşılaşınca kocaman ayaklı, kocaman dişli, aç bir Tostoraman'la.." Küçük farenin başına neler neler geliyor ama bizim küçük fare çok akıllı. Bakın nasılda kurtuluyor her birinden.
Maskeli Fare, Aynı yazar ve çizere ait olan, bir diğer kitapta ise, belalı bir haydut olan Maskeli Fare' nin başından geçenleri çok da eğlenceli bir dilde anlatılıyor. "Canı neyi çekerse alır, hemen indirdi mideye.. Gördüğü her yolcunun yemeğini çalardı ama bir gün neler oldu ve Maskeli Fare şaşırıp kaldı." Maskeli Fare'nin öyküsü de diğer kitaplar da olduğu gibi çok eğlendirici. Demir her seferinde heyecanla dinliyor.
Değnek Adam, Öykü Julia Donaldson'a ait olup masalı resimleyenin ise Axel Scheffler olduğu bir diğer kitap. Bu dört kitap arasında en son aldığımız Değnek Adam'ın , alışılmışın dışında çok güzel ve eğlenceli bir öyküsü var."Değnek Adam, bir ağaçta ailesiye birlikte yaşıyor; ama bir sabah dışarı çıkınca bir türlü evine dönemiyor, başına gelmeyen kalmıyor." Demir ağaçları çok sevdiğinden, (bir ara elinde dal parçalarıyla uyuyordu, elinden zor alıyorduk) bu kitabı görür görmez almak istedim. Başucu kitaplarımızdan bir tanesi oldu bile!! Ben ve Demir'im heyecan ile yeni kitapları bekliyoruz..
Bugün, "Pinokyo Anneler" konusunu çok ama çok keyifle yazdım. Siz nasıl bir Pinokyo Annesiniz? Merak ettim doğrusu..=)Yazarken çok keyif alıyorum. Umarım okurken sizde aynı keyfi alıyorsunuzdur. Tekrar görüşmek üzere!!=)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder