Yoğun kar yağışının ardından hepimiz trafikte yaşanan sıkıntıları biliriz. Kar yağmaya başladı mı; tüm bunlara hazırla kendini. Karlı bir güne uyanmak çok güzel; kabul! Almışsın eline kahveni, çayını, en sevdiğin koltukta, izlemesi güzel tabii, camın arkasından yağan, lapa lapa karı!! Diğer bir taraftan çıkmak zorundaysan dışarı, işe gidebilme telaşı başlar. İlk iki saniye iyi de, sonra donmaya başlar parmaklar. "Araba ile giderim ne olacak, ben iyi şoförüm" deyip te o hava şartlarında kendini kandırırsan. Tam da seyirlik korku ,gerilim, komedi, bilim kurgu, drama..vs hepsini barındıran bir filmin baş kahramanı olursunuz. Başıma gelmişliği var, boşuna yazmıyorum yani..=)
Geçmiş zaman, Ankara'nın bir ucundan bir ucuna gidiyorum. Nasıl kar yağıyor ama anlatamam. Bende bir yandan ilerlerken bir yandan da diyorum" Ne kadar karanlık yol, farlar yetersiz herhalde yolu aydınlatamıyor." Siz sakın farların üstündeki karı da temizlemeyi unutmayın olur mu?!?! Kendiliğinden temizlenmiyor. Denendi, onaylandı..=) Bazen "şaşkın ördek" olabiliyorum sanırım, bu anda o anlardan biriydi!
Hımm!! Gelelim diğer bir konuya. Buraya ekstra dikkat lütfen.. Çift bilinmeyenli denklem gibi bir cümle oldu!!=))) Başlıyorum.. "Her tatil güzeldir ve tatilin uzunu daha bir güzeldir. Bu durumda kar tatilinin de güzel olması beklenir, ve doğru orantı yaparsak uzun kar tatilinin de doğal olarak güzel olması tabii.. "Şimdi olay burada değişiyor. 4 yaşında, her an oyun ve eğlence peşinde olan minik bir "erkek çocuğu" olan bir anne için, evde geçirilecek uzuuuuuuuuuun bir kar tatili ne demek bileniniz var mı eyyy dostlar?!?!?
Soğukta ve bu tehlikeli buzlu yollarda bende çocuğumu ısrarla okula gönderecek kadar cani değilim? değilim di mi? azıcık düşündüm ama =) Neyse iki gün tamam dedik idare ederiz. İçimden bir ses diyor ki ama "idare edemem anne idare edemem!!! Oldu sana üçüncü gün, "sıkıldım anne! sıkıldım anne! demeye başladı bizimki haklı olarak, ama o sırada bir de amuda kalkıp belimde de bir hulahop eksik.( ama küçükken her kız gibi benimde vardı, geçtik o günleri). Dün örümcek adam olmak iyi fikirdi ama, şu an evin bir ucundan bir ucuna uzanan şu bildiğimiz yapışkan bant ile yaşıyoruz. Bunu bozmayacakmışız, bu örümcek adamın ağıymış ve üstüne küçük arabalar yapışmış durumda. Arada düşüyorlar.. Bilimum etkinlik ve akıl sınırlarını zorlayıcı masal saatleri de cabası..O yaşta çocuk kendi arkadaşlarını istiyor, anne ve baba ile oyun bir yere kadar. Sen kaşındın hak ettin bunları diyorum bir yandan kendi kendime. "Kar yağsın, kar yağsın" diye yanıp tutuşan ben! Ama yanlışı nerde yaptım buldum sonradan. "Kar yağsın, kar yağsın" derken okulları tatil etmeyecek kadar yağsın demeyi bir daha asla unutma eyy! sen eve tıkılan zavallı anne! En iyi çocuk okula giden çocukmuş meğer.
Bu arada bugün de tatil demiş miydim? Umutsuzca kahvaltı hazırlarken, birden kapı çalar; açarsınız ve bir bakarsınız ki karşınızda ,tükenmiş bir annenin yardımına koşan kanatsız bir melek.. İşte ona "Anneanne" denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder