20 Mart 2015 Cuma

İyi ki ahtapot ailesi değiliz..

    




       Bebekken bazı şeyler daha kolaymış diye düşündüğüm zamanlar oluyor elbet. Örneğin giyinme seansları bu kadar uzun ve yorucu olmuyordu. Şimdilerde durum biraz daha farklı.. "Hadi Demir'im uzat kolunu, oğlum hadi ama diğer kol şimdi de offf!!! sırada pantolon var daha??? Tunçççç??? - kendisi babamız olur - İmdat!!" =)) Neyse ki erkek çocukları kıyafet konusunda pek de seçici değil; onu giymem , bu bununla uymaz  ya da bunun gibi bir sürü tutturmalar. Kızlar bir tık daha yorucu sanırım, bir kaç tık belki de.=) Ben erkek annesiyim bana süper kahramanları ya da Legoları sorun, bilmiyorum ki sinemalara gelen "Cinderella" adlı yeni filmi..=) Demir'in kız arkadaşlarının annelerinden öğreniyorum bende çoğu şeyi; tütü etekleri, peri masallarını ya da renkli tokları..=)

        Kız çocuklarını giydirmesi süslemesi daha zevkli muhakkak ama bir o kadar da zor(muş)!! =)  Ben daha bir erkek çocuğunu giydirmekle baş edemeyip bir pantolon ve bir t-shirt gibi gayet sade bir ikili de bile fenalıklar geçirebiliyorum ne yazık ki!! Şimdilik benim seçtiğim kıyafetleri kabul edip giymesinde hiç bir sıkıntı yaşamıyorum.. Dolabından bir kazak bir pantolon ya da eşofman alıp direk giydirebiliyorum mesela.. İşte bu durum kızlarda biraz daha farkı işliyor zira kızlar şimdiden kıyafetlerini kendi seçmeye başladığından kız çocukları olan anneler "oğlum 15 dakikada hazırlanıyor ama kıza kıyafet beğendiremiyorum" derken ne demek istediklerini anlıyorum az da olsa. İki cinsin kendine göre zorlukları ve kolaylıkları oluyor elbet. İkisini de tadabilmek muhteşem olsa gerek..=)

    Geçen gün beni bayağı güldüren bir konuşma geçti Demir ile aramızda paylaşmasam olmaz. Yine sıradan bir okul günü; sabah zar zor uyanan bir çocuk ve annesi ( ne yapayım ben bile sabah ciddi anlamda uyanamıyorum) Neyse sonrasında giyinme faslı elbet; okulda öğrendi artık Demir'im, kendi giyiniyor ben de bir yandan komut veriyorum ona "Şimdi diğer kol.. Yok olmadı tekrar dene.." Havalar da soğudu yine kat kat giyinir olduk tekrardan; ufak yardımlarımla giyinip soyunmayı öğrendi ama bıdığım.. Derken geçen sabah, onu giy, bunu giy derken yoruldu miniğim biraz.. "İyi ki yavru ahtapot değilim di mi anne??" demez mi..=)) "Yavru ahtapot olmak çok zor" adlı kitabımız da minik ahtapot da giyinmekten nefret ediyordu.. Masal da ki ahtapot aklına gelmiş "Offf!!! çok zor giyinirdik o zaman" diye dert yandı bana!!=))) Çok zor tabii o sekiz kolu nasıl giydirirdim kim bilir daha iki kolu anca becerirken..=)) Evet Demir'im iyi ki ahtapot ailesi değiliz biz, ama olsaydık ben tam sekiz kolumla daha çok sarılırdım sana!! =) Diğer yandan pozitif anne yaklaşımı..=)


Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor Kitabımız =) Vahh!! bu ahtapot annenin haline!! =))

    Çocuk büyütürken kullanılması gereken çok etkili bir yöntem var. Asıl istenen olayın tersini isteyerek karşı tarafı (yani yumurcağınızı) şaşırtarak dediğinizi yaptırabilme olayının bir adı varmış meğer. "Ters psikoloji" Hahhh!! adı konmuş büyük bir buluş daha..=) Diğer yandan bazen annelerin çocuğuna "Oradan yürüme bak düşersin ya da dur koşma" diyerek tam da istenilen sonuca ulaşamadıklarını anlayıp "Oradan yürü de düş ya da istediğin kadar koş düşersen seninle ilgilenmeyeceğim" diyerek yaratıkları muazzam etkiye verilen isim de denebilir.  Bizzat denemişliğim var. Denemeyen kaybeder benden söylemesi!! Yapma! Dur! demek hoşlarına gidiyor resmen inatlaşıp daha da yaramaz olabiliyorlar. Bu inatçı ufaklıklar için ters psikoloji kullanmak gayet etkili olabiliyor. Uzmanlar da bu yolu öneriyor. Güzel yanı da  çocuğun, bu meydan okuyuşundan vazgeçmek zorunda olmadan, ebeveyninin istediğini yapması (farkında olmadan bile olsa) hem anne-baba hem de çocuk için o sıkıntılı sürecin atlatılmasına yönelik olumlu bir kazanıma dönüşüyor.

      Onunla olumlu iletişim kurabilmek için farklı yöntemler kullanmadan olmuyor ne yazık ki!! Dünyayı onun gözünden görmeye çalışıyorum. Onunla konuşurken ya da yanlış bir davranışını anlatırken eğilip onunla göz göze gelip derdimi sıkıntımı anlatıyorum.. Tepeden bakarak değil!! Bazı zamanlar sinirden patlamak üzere olmuyorum hiç desem dünyanın en büyük yalanını söylemiş olurum herhalde. Sınırlarımızı o kadar zorladıkları oluyor ki.. Yine de tek bir gülüşü her şeye yetiyor.. Kolay değil biliyorum ama kimse kolay olacak dememişti zaten..


***

Demir'im 4,5 yaşında kendi paltosunu çok güzel giyiyor ve acayip zor olan beni bile delirten, takılan fermuarını sabırla çok güzel çekiyor hem de yardımsız..=)) Tarihe bir not olsun!!=)



Canım oğlum Demir'im..

Bir gün paylaştığım bu satırları okuman dileğiyle..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder