Bu soru aslında bir kaç gündür aklımda; ama fırsat bulup yazamamak içim içimi yerken kısmet bugüneymiş. Aslında birkaç gün önce tesadüfen bir televizyon programında bu konuyu konuşurlarken duydum; doğal olarak konu annelik olunca ilgimi çekti; kim ne diyor diye. Yapılacak işlerim varken biraz beklesin dedim zira bu konu mühim.
Kız çocuklarının oyuncak bebeklerle oynaması doğuştan gelen içgüdüsel bir duygu mu? Kendileri daha küçücükken birer minik anne olup, kendi oyuncak bebeğine, annesinin ona davrandığı gibi davranması; hayalinde yemek yedirip sonra uyutması.. gibi. Acaba içgüdüsel olarak büyüyünce "anne" olmak istediğimizden mi bu duygu küçük yaşlarda ortaya çıkıyor; ya da bir kız çocuğuna ne alınır deyip oyuncak bebek den başka bir şeyin aklımıza gelmemesinden mi kaynaklanıyor her şey.. Toplum mu yönlendiriyor acaba "sen büyüyünce anne olacaksın" diye.. Seçim hakkını kendisine bıraksak belki farklı bir şey ilgisini çeker, ne bileyim belki bir oyuncak araba ya da daha farklı bir şey!! =) İstisnalar var elbet oyuncak bebek ile oynamayı gayet sıkıcı bulup sürekli abisinin arabalarıyla ya da legoları ile oynayan küçük kızlar gibi..=) Durum böyle olunca her kız çocuğu büyüyüp kadın olunca yapacağı tek ve en önemli görevinin "anne olmak" olduğunu düşünüyor. Toplumun ondan beklediği tek kimlik bu oluyor sanki.
Bir de doğurganlık yaşı diye bir durum var, ne yazık ki uzmanlar belli bir yaş aralığı veriyor (18-35 yaş civarı) ve bu yaş aralığı sonrasının ise anne-bebek için olumsuz etkileri olabileceğinden anne olmak için fazla geç kalmayın diye uyarıyorlar. Yaşımız ilerledikçe yumurta kalitemiz düşüyor ve sonuçta hamile kalabilme ihtimalimiz azalıyor. Erkekler için böyle bir durum söz konusu bile değil!!
Anne olmak her kadının yaşamında birer dönüm noktası. Hamilelik yaşanan tüm güzel duygulara rağmen zorlu bir süreç. Sonrası da bir o kadar zor; altüst olan hormonlar, duygu değişimleri, kaçınılmaz sorumluluk duygusu...vs.. Say say bitmez! Bizler gerçekten güçlüyüz üstesinden geliyoruz. Nasıl mı?? Yaşanan her sıkıntıya rağmen onun tek bir gülümsemesiyle dünyaları unutuyoruz da ondan!! Çok sevip evlendiğin eşin ile bir parçan oluyor evlat; onun gelişiyle o baba sen de anne oluyorsun =)
Birçok kavramı da beraberinde getiriyor anne olmak; sabır, özveri, sorumluluk, cesaret, hassasiyet, endişe, korku ve paha biçilemez mutluluk.. uzar gider böyle!
Ben "Her kadın illa ki anne olmalıdır" demiyorum diyemem çünkü bunu kendi istemeli hem de yürekten dilemeli ancak öyle olabileceğine inanıyorum. Yaşanacak zorlu süreçlerin üstesinden gelemeyeceğine inanıp, bebekten sonra değişen hayata alışamayacağından ve şimdiki hayatının değişeceğinden korkup bebek istemeyen çiftler var. Sorumluluk duygusundan ciddi anlamda korkuyorlar. "Yanlış düşünürsün ama kendince haklısın sonradan pişman olma da" demekten başka yol yok bazen. Çevresinde gördüğü tüm kadınlar anne oluyor diye bunu bir görev gibi hissedip ben de anne olmalıyım diye düşünmek büyük hata. Toplumsal baskı, çevresel faktörler çoğu zaman insanı etkileyebiliyor. Sonuç da ne olursa olsun önemli bir karar.
Anne olmayı gönülden dileyen, isteyen her kadının bu duyguyu yaşaması dileğiyle!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder