15 Şubat 2015 Pazar

Özgecan...







    Özgecan'ın yüzü bir an olsun aklımdan çıkmıyor. Gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. İzlediğim vahşet dolu bir filmin sonunda çok etkilenip kendimi çok kötü hissettiğim anlarda, kendimce şöyle düşünürüm; sanırım kolay etkilendiğimden, olayların etkisinden kurtulabilmek için "Bu olaylar gerçek değil, hepsi birer kurgu.. Film bu.. kaptırma kendini yine, kendine gel." Yine aynı şeyi yapıp "Film bu saçmalama.. kendine gel bu kadar kötü kalpli insanlar olmaz olamaz" diyemiyorum şimdi.

    Gencecik, pırıl pırıl bir kızın, o gülen masum yüzü bir an olsun aklımdan çıkmıyor çıkamıyor!!! Bu sefer her zamankinden daha fazla korkuyorum; çünkü bu gerçek!! Hem de fazlasıyla gerçek!!!

 Konuyla ilgili bir alıntı yapacağım.. Benim hislerime tercüman olmuş bu kişiyi tanımıyorum ama her kelimesi ve her cümlesine yürekten katılıyorum..


 ****

     Türk kadınlarının neden sokaktaki herkese potansiyel tacizci ve tecavüzcü olarak bakması, hep önlem alarak dolaşması gerektiğini bir kez daha, çok net bir biçimde kanıtlayan olay. münferit değil, bazılarının iddiası gibi "dönyonun hör yöröndö oloyor" da değil, bu olay en çok senin ülkende oluyor hemcinsim, çok sık aralıklarla oluyor hem de, merak ediyorsundur diye söylüyorum yapanlar cezasını filan da bulmuyor. bulamaz, çünkü burası tüm ortadoğu gibi (ne oldu? sen nişantaşı'nın, kadıköy'ün, izmir'in varlığına güvenerek burayı bir avrupa ülkesi mi sanıyordun yoksa? burası tam teşekküllü, rezil ve kepaze bir ortadoğu ülkesidir) erkekler için bir suç cenneti, kadınlar içinse ölmeden cehennem.


   Özgecan'ın katillerine ne yapılmasını istediğimi yazının sonuna saklıyorum, "ay ben çok hümanistim yaaa, cezalar suçluyu topluma kazandırmak için var olmalı tamam mı? üfff çok vahşisiniz :((" diyen varsa şimdiden s..... gitsin, kimse klavyesinin üstüne kussun, katile empatik hassas duyguları incinsin istemem.


Burası bir tecavüz, taciz ve cinayet ülkesidir.



"Açık giyinmeseler tecavüze uğramazlardı" diyen, 10 kuşaktır akraba evliliği yapıp hamurla beslendiği için beyni tecavüz suçunu "açık, cehennemlik " kadına yükleyebilecek kadar küçük olan yaratığın tahayyülünün aksine, giyiminden kuşamından bağımsız olarak plan yapıp evine internet bağlamaya diye giren bir cani tarafından tecavüz edildikten sonra öldürülebilirsin, tıpkı Fatma nur çelik gibi.


Henüz 11 yaşında, ormanlık bir alanda tecavüze uğrayıp başına sert bir cisimle vurulmuş olarak bulunabilirsin, fakat evinde yapılan incelemede salon duvarına kılıf içinde kuran-ı kerim asmış olduğu için suçlu olması çok şaşırtıcı bulunan katilin senin hakkında "bana gülümseyince o da istiyor zannettim" diyebilir, çünkü burası 11 yaşındaki çocuğun gülümsemesinden tahrik olan, zaten hayatı boyunca da iğrenç bir "göğüsleri yeni çıkmış kız" vaadiyle uyutulan o..... çocuklarının harman olduğu yerdir.


Yani sen 3 tarafı denizlerle çevrili, tüm dünyanın üzerinde oyunlar oynadığı, kimsenin çekemediği bu tükürdüğümün ülkesinde, daha da bok çukuru bir hale gelmiş yeni Türkiye'de kadınsan, şaşırtıcı olan tecavüze uğraman, yakılman, parçalanman değildir, asıl her gün ruh ve beden bütünlüğün bozulmadan nasıl okula, işe, gezmeye gidip gelebildiğindir, cinsel ilişkiyi reddettiğin için kocan tarafından tecavüze uğramamandır.


Sabah bir reality show'da yine "efendim ceza suçludan intikam almak için değil suçluyu topluma kazandırmak için olmalıdır blablabla" diye ötüyordu birileri. topluma kazandırmak? ulan hümanizmine sıçtığım, bir kıza toplu halde tecavüz edip sonra "başımıza bela olmasın da hayatımıza güle oynaya devam edebilelim" diye yakmaya kalkan, yetmedi suya atan canavarların nasıl bir geri kazanımı olabilir? beynini komple mi alacaksın, çip mi yerleştireceksin, elektroşokla o güne kadar biriktirdiği boka benzer varoluşu, kurtlanmış zihniyetini silip yerine yenisini mi koyacaksın?



Cezanın amacı suçluyu topluma kazandırmakmışmış, çıldırtmayın lan beni, gören de 16 yaşında hırsızlık yapan ergen çocuktan bahsediyorlar sanacak. sen kokmuş balığı, küflenmiş yemeği eski haline çevir, işte o zaman gel benim suratıma tükür "aha işte bak geri kazandım" diye, çünkü o ihtimal aynen bu kadar. haa ama topluma kazandırma ayağına yıllarca beleşten yedirip içirip yatırdığın tecavüzcü katil dışarı çıktığının daha ilk haftasında benzer bir suça yeltenirse ben de gelip senin suratına tükürürüm, ve bu ihtimal o kadar yüksek ki tükürüğümle boğarım seni.


Özgecan ne yapsak geri gelmez, ne yapsam onun yaşadığı o acı dolu saatleri, fiziksel ve ruhsal işkenceyi, korkusunu geri alamam, kim bilir ne kadar çırpındı, ne kadar yalvardı, canı nasıl acıdı, ölürken aklından neler geçti, ne çok ağladı. düşünün bir, hala topluma kazandıralım diye ötecek olan varsa çocuğunun başına gelmesini filan değil, bizzat kendi başına geldiğini tahayyül etsin bu caniliğin. kadın - erkek fark etmez, o minibüsün içinde saatlerce çırpındığınızı, korktuğunuzu, kıvrandığınızı, yalvardığınızı, çığlıklar attığınızı, anne babanızın nasıl kahrolacağını düşündüğünüzü düşünün, buraya yazmak istemediklerimi düşünün.



Düşünün ve bilin ki bunun cezası kısasa kısastan da öte olmalı, kimse basit bir idamla gitmemeli, ölmek için yalvaracak raddeye getirilene kadar işkence görmeli , beyni burnundan akıtıla akıtıla, yalvartıla yalvartıla, yavaş ve acılı bir ölümle bu dünyadan temizlenmelidir. temizlenmeli ki dışarı çıktığında bir Özgecan'ın daha canını yakamasın, onun annesinin babasının canına ateş düşüremesin.


****


     Yazının devamı da var ama bu cümlelerin her bir kelimesi durumu özetlemeye yeter de artar bile!! Kadınlara yönelik bu şiddet ve vahşet dolu olaylar artmış durumda. Hem kendimizi hem ailemizi hem de evlatlarımızı - bu dünyada ki en sevdiğimiz varlıkları - korumamız gereken bir dünyada yaşıyoruz. Karamsarlığa kapılıp korkmuyorum desem yalan olur. Korkudan titriyorum hatta bu son yaşananları düşününce. Bende bir erkek annesiyim ve oğlumu yetiştirirken bu konuda çok ama çok hassas olmam gerektiğini biliyorum; üzerime düşen sorumluluklarımın da farkındayım çünkü erkekleri yetiştirenler ve üzerlerinde maksimum etki bırakanlar özellikle anneler.


   Geleneksel toplum yapımız erkekleri sürekli pohpohlayan bir yapıda maalesef.  "Paşam, Aslanım..vs" gibi kelimelerle yere göğe sığdıramıyoruz erkek çocuğunu. Hesap sorulmaz bir kere erkeğe.. Ne isterse onu yapar zira "elimin kiri" demek yeterlidir çünkü. Öte yandan kız olarak dünyaya gelenler  1-0 yenik başladılar zaten bu hayata. Büyüyüp kadın olabildik başımıza bir felaket gelmeden; şanslıymışız meğer.. Taciz olaylarıyla karşılaşmamış kadınlarımızın, kızlarımızın sayısı yok denecek kadar azdır bizim toplumumuzda. Genç kızken, hatta üniversiteye giderken bile - yalnızsam eğer - servisten iner inmez sürekli hızlı adımlarla yürürdüm. Tedirgin olduğum ve sürekli arkama baktığım zamanları hatırlıyorum hala. Ülkemizde kadın olmanın zorluklarını yaşamadım diyen kimseye inanmam ne yazık ki!! "Kadınlar da insandır tabii" diyen geri kalmış örümcek beyinlilerin olduğu bir toplumda "kadın" olmaya çalışıyoruz işte. Böyle gelmiş böyle gitmeyecek.. Biz annelere çok büyük işler düşüyor. Bu örümcek beyinli, hastalıklı zavallı insanları yetiştirenler de yine birer "anne" çünkü.



Mekanın cennet olsun Özgecan..Allah anne ve babasına ve tüm sevenlerine sabırlar versin.



Not: Paylaştığım yazı da rahatsız edici bir kaç kelime (küfür) var. Yine de silmeden orjinaline bağlı kalarak paylaşmak istedim. Anlayışınız için teşekkür ediyorum..









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder